11.02.2015’te Milliyet’te yayınlanan haberim…
Suriye’de 2011 yılında iç savaş başladığından beri yüz binlerce insan yaşamını yitirdi, milyonlarca kişi evini terk etmek zorunda kaldı. Ülkede yaşanan çatışmalar, sadece ölümlere yol açmadı; insanlık tarihinin en büyük eserlerinin de yok olmaya yüz tutmasına neden oldu. Birleşmiş Milletler Eğitim ve Araştırma Enstitüsü’nün (UNITAR) insani kriz yaşanan yerlerde uydu görüntüleri aracılığıyla teknolojik araştırmalar yapan programı UNOSAT, aralık ayı sonunda yayınladığı raporuyla insanlık tarihi için çok önemli olan eserlerin Suriye’de hangi durumda bulunduğunu gözler önüne serdi.
UNOSAT’ın kullandığı hassas bir teknik sayesinde uydu görüntüleri aracalığıyla arkeolojik ve tarihi alanlarda meydana gelen hasarlar tespit edildi. Milliyet’e konuşan UNITAR’ın uydu çalışmalarından sorumlu Direktörü Einar Bjorgo, inceledikleri bütün alanların az ya da çok miktarda zarara uğradığını ortaya koydu. Son zamanlarda artan çatışmalar ve IŞİD’in uyguladığı şiddetin dozunu yükseltmesi yüzünden Suriye’de bağımsız kuruluşlar ile gazeteciler bulunamıyor. Suriye’deki tarihi eserlerin son durumunun ne olduğunu görmek açısından UNOSAT’ın raporu büyük önem taşıyor.
Sorularımızı yanıtlayan Bjorgo, altısı UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer almak üzere 18 kültürel miras alanının incelendiğini dile getirdi. “Yapılan inceleme sonucunda ele alınan 18 arkeolojik ve kültürel alanda 24 yerin tamamen yok olduğu, 104’nün ciddi olarak zarar gördüğünü, 85’inin kısmi derecede zarar gördüğü sonucuna vardık. 77 yerin ise zarar gördüğünü tahmin ediyoruz. Böylece 290 alanın son üç yılda çok ciddi bir şekilde etkilendiğini söyleyebiliriz” dedi.
En büyük zarar Halep’te
Bjorgo, “Uyduyla gözlemlediğimiz bütün alanların farklı derecelerde zarara uğradığını gördük. Halep ise en çok zarara uğrayan yer. Bazı alanların tamamen yok olduğunu söyleyebiliriz. Restorasyon uzmanı değilim ancak yok olan bu yerlerin yeniden inşa edilebileceğini düşünmüyorum. Uluslararası toplumun bir an önce bu alanların korunması için baskı uygulaması gerek. Suriye’deki durumun karmaşık olduğunu biliyoruz, ama işbirliği yapacak bazı muhataplar bulunmalı” dedi.
Çatışmalar bitmeli
UNOSAT direktörü, bu alanların korunması için savaşın bir an önce durdurulması gerektiğini kaydederek, “Hem Suriye’deki insani kriz hem de bütün dünya için önemli olan kültürel mirasın korunması için çatışmalar sona erdirilmeli. Kültürel mirasa bilinçli olarak da zarar veriliyor. Yağma amacıyla açılan çukurları uydu görüntülerinde görmek mümkün. Hem hükümetin hem de muhalefetin kontrol ettiği alanlarda hasarların meydana geldiğini tespit ettik” açıklamasında bulundu.
Yağma çukurları görülebiliyor
Bjorgo’a göre tarihi alanlara verilen zararın en temel üç nedeni, askeri ve sivil faaliyetler ile tarihi eser kaçakçılığı. Kültürel ve tarihi alanlara zarar veren askeri faaliyetler içinde üslerin, gözlem kulelerinin, yolların ve kuvvetlendirilmiş ateş alanlarının inşa edilmesi, hendek açılması, askeri araçların geçirilmesi yer alıyor.
Bu alanlara zarar veren sivil faaliyetler ise evlerin, ahırların ve yolların inşa edilmesi. Tarihi eser kaçakçılığı kapsamında bilimsel çalışmalar dışında ve yasadışı olarak arkeolojik alanların yağmalandığı görülüyor. UNOSAT’ın raporunda ortaya konan uydu görüntülerinde açılan kanunsuz çukurları görmek mümkün.
Halep eski şehri
yerle bir oldu
UNOSAT’ın araştırmasına göre Suriye’de en çok zarar gören yer Halep. Araştırma kapsamında Halep’in UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan 210 bölgesi incelendi. Bunların arasında hisar; şehir duvarları ve kapıları; 73 tarihi bina; camiler, medreseler, türbeler, tapınaklar, kiliseler ve sinagoglar dahil olmak üzere 83 dini bina; Ulusal Müze ve 45 bölümü bulunan pazar yeri var. Bulgular gösteriyor ki bu alanların beşte biri neredeyse yok oldu.
Halep’te bulunan 104 alan çok ciddi zarara uğradı. Dünya Mirası Listesi’nde yer alan hisarın doğusundan güneydoğusuna kadar olan kısmı en çok etkilenen bölüm. Emevi Camii ve hisar arasında kalan yerin neredeyse tamamen yok olduğu uydu görüntülerinden izlenebiliyor. En büyük zararın bombardıman ve yangın yüzünden olduğu tespit edildi. Patlamalar yüzünden binaların büyük çoğunluğu zarar gördü. Aynı zamanda sokaklarda çok büyük oranda görülen molozlar, Dünya Mirası alanında yer alan binaların çok ciddi zarar gördüğünü gözler önüne seriyor.
UNESCO’ya göre Halep’in ‘ender evrensel bir değere’ sahip olmasının nedeni, “Halep, Ortaçağ Arap mimarisini yansıtması açısından az bulunur ve otantik. Şehrin kültürel, sosyal ve teknolojik gelişiminin tipik tanıklığını ortaya koyuyor. Arapların Haçlılara olan direnişinden eserler barındırdığı gibi Bizans, Roma ve Yunan işgalini sokaklarda ve şehrin planlanmasında görmek mümkün” olarak açıklanıyor.
En büyük yıkım
Emevi Camii’nde
Raporda Halep’in en çok zarar gören tarihi eserinin Emevi Camii olduğu belirtiliyor. 2013’teki çatışmalar sırasında minarenin tamamen zarar gördüğü vurgulanırken caminin doğusundaki duvarın, kuzeydoğusundaki köşesinin ve kuzey galerisinin ciddi zarar gördüğü aktarılıyor. 2013’te kütüphaneyi de yok eden yangının camiye en büyük zararı verdiği dile getiriliyor. Mermer döşeli iç avlusunun kısmen yok olduğu, girişi ve bahçesinin ise büyük zarar gördüğü kaleme alındı.
Türkiye sınırındaki
manastırda yerleşke
Bizans’ın milattan önce dördüncü ve altıncı yüzyıllara kadar uzanan manastarı El Banat Kasrı, Türkiye-Suriye sınırına en yakın ve en çok tahribata uğramış alanlardan. Türkiye sınırına çok yakın olan bu tarihi yerleşkede yeni yapılanmaların görülmesiyle alanın zarara uğradığı düşünülüyor. Elde edilen uydu görüntülerinde, Suriye ve Türkiye arasına bu alanda yeni bir kontrol noktasının inşa edildiği, kamyonların geçişi yüzünden tarihi mekanın zarara uğramış olabileceği belirtiliyor.
Çatışmalar miras
listesini siliyor
UNOSAT, UNESCO’nun Dünya Mirası Listesi’nde yer diğer alanları da uydu görüntüleri aracılığıyla inceledi. Suriye’nin kuzeyinde bulunan antik köyler, Krak des Chevaliers kalesi, Şam, Busra ve Palmira antik şehirlerinin çatışmalardan ciddi zarar gördüğü belirtildi. Şam’da bulunan Emevi Camii ve antik şehir hasara uğrarken hiçbir yerin tamamen yok olmadığı belirtildi. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon, Palmira, Krak des Chevaliers kalesi ve antik köylerin savaş alanı haline getirilerek yok edildiğini dile getirmişti. Suriye’nin Humus kentinde bulunan Ortaçağ’ın en önemli kalelerinden Krak des Chevaliers, geçtiğimiz yıl harabeye dönüştü. Üçüncü Haçlı Seferi sırasında Eyyubilerin lideri Selahaddin Eyyubi tarafından yaklaşık 900 yıl önce kuşatılan kale, büyük bir tarihi önem arz ediyordu.