Justice League’in çekildiği sokaklarda, bu 300 milyon dolar bütçelik filmin nasıl bir türlü yolunu çizemediğini anlatacağım size.
Sinema dünyasının çok doğru ancak en klişe yargılarından biridir filmin kurgu masasında bittiği.
Justice League filmi de bunun yaşayan örneği.
2017 yılında sinemalarda gösterilmiş olsa da Justice League’in şimdi HBO Max’de yeni bir versiyonu yayımlandı.
Zack Synder’ın Justice League’i.
Aslında ilk filmin de yönetmeni yine Zack Synder’dı.
Bu videoda size eskiden çekilen bir filmin baştan sona yeniden kurgulanmasının Justice League adlı süper kahraman filmini nasıl değiştirdiğini anlatacağım.
Justice League aslında ilk 2017 yılında vizyona girdi. Yönetmeni de Zack Synder’dı.
Ancak Zack Synder, size birazdan anlatacağım sebeplerden ötürü filmi bitiremedi ve ortaya yapım şirketinin nasıl vizyona soktuğuna aklımızın ermediği bir film ortaya çıktı.
Ancak uzun zamandır Zack Synder’ın filmi tekrar kurgulaması ve böylece Zack Synder’ın hayal ettiği Justice League filminin vizyona girmesi baskısı vardı.
Sonunda Warner Bros. bu baskılara dayanamadı ve Zack Synder’ın Justice League’i, Adalet Birliği adlı filmi HBO Max’te 18 Mart’ta yayımlandı.
Aslında Adalet Birliği’nin çekimlerine 2016 yılında başlanmıştı.
Şimdi üzerinde yürüdüğüm Londra sokaklarında çekildiği gibi filmin çoğunluğu şehrin kuzeyinde yer alan Warner Bros. stüdyolarında tamamlandı.
Zack Synder’in filmi çekmeyi tamamladığı sırada kızının intihar etmesi nedeniyle ailesinin yanında olmak için filmi tamamlamadan projeden ayrılmak zorunda kaldı.
Ancak bu trajik olaydan önce de yönetmen ve yapım şirketi arasında anlaşmazlıklar vardı.
Synder’in vizyonunu stüdyo bir türlü beğenmiyor, filmin hikayesi, çekilmesi ve kurgulanması sırasında stüdyo sorunlar yaratıyordu.
Marvel’in kimi süper kahraman filmlerinin yönetmeni olan Joss Whedon, yönetmen olarak filmi tamamlamak üzere görevlendirildi.
Ancak Whedon, Synder’in çekmek istediği dört saatlik filmi hem iki saate indirmek hem de yapımcı şirket Warner Bros.’un istediği gibi daha hafif, renkli ve esprili bir film ortaya çıkarmak zorundaydı
2017’de film vizyona girdiğinde ağır eleştiri aldı, bu arada cidden korkunç bir film. Ben bu tantananın ne olduğunu anlamak için daha yeni izledim ve hikayedeki boşluklar, korkunç görsel efektler, karakterleri anlamadan oradan oraya sürüklenmemiz… Şimdi Zack Synder’ın versiyonunu izlediğimde anlamadığım yerlerin benden kaynaklanmadığını görebiliyorum.
Çünkü 2017’de vizyona girdiğinde filmde anlatılmayan o kadar şey var ki, yapımcı şirket buna nasıl izin verdi insan inanamıyor.
Film, 2017’de vizyona girdikten sonra öyle büyük bir hayran tepkisi ortaya çıktı ki, Zack Synder’ın versiyonunun gösterime girmesi için Warner Bros üzerinde bir baskı kuruldu.
#ReleaseTheSnyderCut etiketine filmin oyuncuları Ben Affleck ve Gal Gadot bile destek verdi. Ve sonunda Synder’ın dört saatlik daha karanlık, ama ilkine göre kesinlikle çok daha iyi bir film olan Adalet Birliği filmi gösterime girdi.
Zack Synder’ın versiyonunu izlediğinizde 2017’de vizyona giren haline film demek güçleşiyor.
O yüzden yapım şirketinin nasıl vizyona soktuğunu anlayamadığımız Justice League’in 2017 versiyonundan değil de, ikincisinden bahsederek iki film arasındaki farkları ortaya dökeyim.
Bir sinema şöleni, efsanevi bir şekilde başlıyor.
Hikayeyi anlatış tarzı, senaryonun, konunun, filmin başlangıcı diğerine kıyasla çok çok iyi.
Çok sağlam.
Destansı.
Ki zaten bir süper kahraman filminin de en başta edinmesi gereken özelliklerden biri bu, destansı olması.
Bir kere merak duygusunu canlandırarak başlıyor.
Sinematografik, görsel dili ve hikayenin akışı daha görkemli.
Süper kahramanların halk anlatılarıyla olan bağını kaçırmadan hikayeyi anlatıyor. Aquaman ve Batman’in başta tanıştığı sahne ilkine göre çok daha görkemli. Kadınların Aquaman’in arkasından halk türkülerini acıklı bir şekilde söylerken yasta olan Superman’in annesine bağlanması çok iyi.
Kadınların yasları arasında bir ilişki kuruyor, Kuzey’deki kadınların sonatından Superman’in annesi ve sevgilisinin yasına geçiyor.
Ve asıl süper kahramanların aslında bizi bu kadar etkilemesinin arkasında yer alan, Tanrılarla, ya da yarı Tanrılarla olan ilişkisini gözler önüne seriyor. Hikayenin, kahramanların, karakterlerin inandırıcılığını bu şekilde sağlıyor, ve bunu sağlarken müziği ve filmin renklerini de kullanıyor.
Yasın rengi siyah hakim filme.
Sahneye eşlik eden müzik bile aynı sahneyi daha görkemli kılmış.
Zaten süper kahramanların da asıl olayı, bize tanrıları ve insanlığın yüzyıllardır süren destanlarını, acılarını, mutluluklarını anlatabilmeleri.
Süper kahramanlarda bir Herkül misali hem tanrılardan hem de insanlardan özellikler görmek ve yüceliği hatırlamak istiyoruz. Bu film de çağları, dönemleri, tarihleri, coğrafyaları aşan mitleri, insanlığın acılarını, dramlarını, hüzünlerini, birbirine geçirerek anlatıyor.
İyi ve kötü arasındaki kadim savaş.
Kendi efsanesini yeniden kuruyor, oluşturuyor.
Yeni tanıştığımız karakterlerin hikayelerini sonunda öğrenebiliyor, onlarla duygusal bir bağ kurabiliyoruz.
Ancak filmin en büyük eksisi tabii işin içinde altı süper kahraman olunca incelikli bir iş yapmak için dört saat sürmesi.
O yüzden de zaten bir dizi gibi HBO Max’te vizyona girdi.
Bence gereksiz uzun, son bölümü çok gereksiz. Bir süper kahraman filmi daha izleyecek halim kalmadı açıkçası.
Warner Bros bu film için 2017 yılında 300 milyon dolar harcadı.
Ancak bütçede yapım ve pazarlama maliyetlerini bile karşılayamayarak zarar etti.
Zack Synder versiyonuna da bir 70 milyon dolar daha harcandı.
Bütün bu paraya değer miydi?
Benim cevabım hayır.
Sizlerin bu soruya cevabı nedir merak ediyorum ama…
Zack Synder aslında DC Comics için beş bölümlük bir seri kurgulamıştı.
Man of Steel, Batman vs. Spiderman’in ardından Justice League bu serinin tam ortasında oturacaktı. Ancak belli ki Zack Synder bir daha DC Comics filmi çekmeyecek.
O yüzden HBO Max platformunda yayımlanan versiyonunda bütün hayalindekileri, yapmak istediklerini ama yapamadıklarını da kurguya ekliyor.
Hatta Synder’in aslında yapmak istediği gelecek filmlerinde Batman ölecekti aslında. Superman ve Lois Lane’in çocukları da ileride bir Batman’e dönüşecekti.
Yani aslında olmayan ve olmayacak filmlerin bir kısmını izliyoruz bu filmin sonunda… Yani aslında bir yönetmenin kısmen gerçekleşen kısmen de gerçekleşmeyen vizyonunu izliyoruz.
Neyse, ben bir süper kahraman filmi daha izleyemeyecek noktaya geldim. O yüzden bence tüm bu karmaşaya çok gerek yoktu. Ancak bu filmle ilgili en etkileyici ve en yararlı tarafı işin ise bu versiyonundan kazanılacak paranın intiharla mücadele fonuna gidecek olması…
1 Yorum
Makaleleriniz her zaman yararlıdır.