İklim değişikliği ile ilgili çekilebilecek en iyi film First Reformed. Küresel ısınmaya dair ziyadesiyle maruz kaldığımız kuru veriler, bilgiler ve haberlerden çok uzak. Parçası olduğumuz dünyanın yok olmaya yüz tutmasının, değerlerimizle, hayata yüklediğimiz anlamla, inancımızla, insanlarla ve sevdiklerimizle kurduğumuz ilişkiyle nasıl bir bağı olduğunu sorgulayan, kafa açıcı bir film.
Felsefi, ancak boğucu değil. Dingin, ancak huzurlu hiç değil. Hayatı korumaya ant içmenin, şiddetle arasında nasıl ince bir bağ olabileceğini gösteren, bambaşka bir film First Reformed.
Merkezinde din ve inanç var, çünkü filmin ismi ABD’deki bir kiliseden geliyor. Filmin baş karakteri Ethan Hawke da bu kilisenin papazı. Ancak alışık olduğumuzun aksine, entelektüel, derin, kaybolmuş bir din adamı bu. Din adamları genelde pek de ilgi duyduğum kişiler değil. Ancak inancın ve ruhaniliğin, Instagram postlarına, kavramların birbirine geçtiği tarikat benzeri yoga odaklı yapılara indirgenen günümüzde, Hawke’ın karakteri Ernst Toller gibi din insanları can simidi gibi beliriyor yüzeyde.
Şu sıralar Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler’ini okuyorum. Oradaki bir din adamı da benzer bir his yaratmıştı bende. Mantığı, sorgulamayı bırakmadan, sevgiyi merkezine alarak, hayatın çemberinden geçmiş, ömrünü yanıt vermekten çok yanıt aramakla geçirmiş, ruhani açıdan gerçekten de rehberlik edebilecek, akıllı uslu düşünürlere ihtiyacı var günümüzün.
Filmdeki papaz Ernst Toller, derin acılar ve kayıplar yaşamış geçmişinde, bu izlere bir de bugünün sorunlarına inancın ve dinin nasıl yanıt verebileceğine dair sorgulamaları eklenince yolunu kaybetmiş bir din adamına dönüşüyor.
Ethan Hawke, karakterinin, inanca ve yaşamaya dair düşüncelerini sakin sakin anlatırken aydınlanan yüzünün, bir anda canını sıkan kişilere karşı tahammülünü yitirdiği için öfkeyle karanlığa gömülmesini, pırıl pırıl canlandırmış. Şiir gibi bir oyunculuk baştan sona.
Bu arada hayatımda izlediğim en erotik olmayan erotik sahne de bu filmde.
Filmin senaristi ve yönetmeni, Taxi Driver’ın yazarı Paul Schrader. Kuşkusuz kariyerinin en iyi filmine, dinle ve inançla ilgili kendi sorgulamalarını süzdürerek hayatının varını yoğunu vermiş.
Çok sarsıcı bir film First Reformed. Sahne sahne yorumlamaya, sembolik anlatımlarını incelemeye, izlerken kendinizi sorgulamaya müsait bir yapım. Sert, can acıtan ama yakarken iyileştiren cinsten.
Filmin en sevdiğim diyaloglarından biriyle bitireyim:
“Umutsuzluğa karşı en iyi çözümü cesaret sunuyor. Mantık, bir cevap vermez. Geleceğin ne getireceğini bilemem, bu belirsizliğe rağmen bir tercih yapmak zorundayız. Aklımız, birbiriyle çelişen iki gerçeği aynı anda, bir arada tutuyor: Umut ve çaresizlik. Çaresizliğin olmadığı bir hayat, umudun da olmadığı bir hayattır. Bu iki durumu da kafamızda yaşatmamız hayatın ta kendisi.”