Explorers, Ethan Hawke’ın ilk filmi. 14 yaşındayken çekiyor bu filmi, River Phoenix ile başrolünde oynuyorlar.
Bu film gişede hüsrana uğruyor maalesef, bu da büyük bir darbe oluyor çocuk Ethan’a. Hatta oyunculuğu bırakıyor, ancak fazla uzak kalamayıp dört yıl sonra Dead Poets Society ile geri dönüyor. Sonra da hayatı değişiyor zaten; uzun bir kariyerin başlangıcı… Ve şöhretin; şefkatli, acımasız, zorlu, parlak, karanlık kollarına bırakıyor kendini.
Explorers, keşfetmeye, yolculuklara, başka gezegenlere meraklı üç arkadaşın uzaylılarla tanışmasının hikayesi. Aslında fena bir çocukluk filmi değil, ama senaryo biraz dağınık, kurgu tutuk. Hele ki ET gibi başarılı bir uzaylı filminden dört yıl sonra vizyona girdiği için beklentilerin yüksek olduğu bir türde veremeyeceği bir sınava giriyor maalesef…
İyi bir yazar senaryoyu elden geçirse daha iyi bir iş çıkarmış ortaya, üç çocuk oyuncu elinden geleni yapıyor çünkü. Uzaylılarla tanışmaları, filmin ikinci yarısından sonra gerçekleşiyor. Komik bir uzaylı tiplemesi çıkarmışlar ortaya, ancak çocukların öbür gezegenlere merakının dünyadaki hangi sorunlarına denk geldiği biraz savruk anlatılıyor.
Neden bu çocukların uzaylılar tarafından seçildiği de havada kalıyor, bu tanışmanın sonraki hayatlarında nasıl bir karşılık bulduğu da pek yansıtılamamış. Üzerine diyalogların garip yerlerde kesilmesi eklenince biraz gevşek bir film çıkıyor ortaya.
Bu filmi izlemenin en güzel yanı Hawke’un bugünkü oyunculuğunun izlerini daha ilk filminden fark etmek. Bir insanın gülüşü her yaşta aynı olur mu ya?
Gülerken ağzının yamulması, konuşurken düşündüğünü göstermek için araya giren duraklamalar, heyecanlanınca gözlerinin parlaması ve kollarını heyecanla çırpması onca yıl içinde değişmemiş hiç. Adam olacak çocuk bazen belli oluyor cidden.