“MİZAH ANLAYIŞI OLMAYAN BİR TANRI’YA İNANIR MISINIZ?”

14.Ocak.2014’de Milliyet’te yayınlanan haberim…

Dünyanın en önemli yazarlarından Alberto Manguel, Boğaziçi Üniversitesi’nin uluslararası misafir programı Boğaziçi Chronicles’ın 2015 yılındaki ilk konuğu olarak İstanbul’a geldi. Kanada vatandaşı da olan Arjantinli Manguel, çocukluğundan itibaren bambaşka şehirlerde yaşamış, dünyanın dört bir yanına seyahatler düzenlemiş bir kitap tutkunu. Manguel’in daha 16 yaşındayken, edebiyat tarihinin en çok saygı gören isimlerinden olan ve o yıllarda görme yetisini tamamen yitiren Arjantinli yazar Jorge Luis Borges’e kitap okuması, edebiyat tutkusunu oluşturan yapı taşlarından biri.

Manguel, yaklaşık 30 bin kitabını yaşadığı yere sığdırabilmek için çok sevdiği Kanada’yı terk etmek zorunda kaldı ve Fransa’ya taşındı. Ülkenin güneybatısında bulunan bir araziye yerleşen yazarın evinin yanında kitaplarını yerleştirdiği büyük bir kütüphane bulunuyor. Manguel ile karlı bir İstanbul gününde, Fransa’da Charlie Hebdo dergisine saldırının düzenlendiği gün buluştuk. Ünlü yazar, yaşananlarla ilgili “Bu saldırı, bir başkasının düşüncesine, gerçeklerin açığa çıkarılmasına ya da birinin mizah anlayışına karşı beslenen bir öfke. Çok trajik, çünkü insanların hayatlarına mal oldu. Ancak bunun kesinlikle yararsız olduğu konusunda ısrarcı olmamız gerek” dedi.

Arjantinli edebiyatçı, “Ne zaman bir yerde sansür uygulanmaya çalışılsa, şaşırıyorum; çünkü sansür hiçbir zaman işe yaramaz. Eğer bir yazarı ya da gazeteciyi hapse atarsanız bir noktada sesleri dışarı çıkacak ve yayılacaktır. En gülünç sansür ise dini sansür; hem de dini açıdan çok saçma. Kötü bir şey dediğimde alınacak kadar zayıf bir Tanrı’ya inanıyorsanız, bu gerçekten de inanmak istediğiniz Tanrı mı? Mizah anlayışı olmayan bir Tanrı, bu gerçekten inanmak istediğiniz Tanrı mı? Ancak sansürcüler çok dar kafalıdır, kendi gölgelerinden bile korkarlar” ifadeleriyle sözlerine devam etti.

Alberto Manguel

Darbeyle yüzleşme uzun sürdü
Türkiye’de 1980 yılında gerçekleşen askeri darbeden dört yıl önce Arjantin’de de ordu yönetime el koymuştu. Manguel, Arjantin’in bu dönemle nasıl yüzleştiğini, “1982’de Malvinas savaşının ardından diktatörlüğün sona ermesiyle toplum diktatörlüğün zalimlikleriyle yüzleşmeyi başardı. Ancak bu çok uzun sürdü ve bazı bilinçli hatalar yapıldı. Carlos Menem başkanlığı sırasında bazı yanlışlar gerçekleşti, işkencecilere ve katillere af tanındı. Şimdiki Christina Kirchner hükümetinde ise işkenceciler ve katiller mahkemeye çıkarıldı ama daha çok yolsuzluk suçlamaları kapsamında.

Tarihin başından beri iyi ve kötü ayrımı yapılmak istenmiştir, ama bu imkansız. Orduya karşı bir partiyle bir olursanız, bu sefer dini savunan bir partiyle taraf tutmuş oluyorsunuz. Hiçbir zaman keskin sınırlar yok. Vatandaşlar, yazarlar ya da gazeteciler olarak sorumluluğumuz bu akıntılar arasında hamleler yaparak ne iyi ne de kötü olan kayalara çarpmamak olacaktır” yanıtını verdi.

Değişime izin veren sistem
Arjantin’deki diktatörlük ve Kirli Savaş yıllarından bahsederken sorduğum “Bir hükümet otoriter olmaktan nasıl kaçınmalıdır?” sorusuna Manguel kahkahalarla karşılık verdi. “Bu en azından Plato’dan beri ortalıkta dolaşan bir soru” diyen ünlü yazar, “Hem hükümetin seçildiği hem de zorla başa geçmiş bir yönetimin olduğu bir toplumda, bu soruyu her zaman aklınızda tutmalısınız. Verdiği sözlerin tam tersi şekilde davranan bir lidere karşı durmak için ne yapabilirsiniz? Umut edebileceğimiz tek şey ancak tartışmalara ve değişime izin veren siyasi bir sistem olabilir. Ancak nasıl bir siyasi sistemin olması gerektiği sorusuna verilebilecek bir cevabım yok” dedi.

Hükümetle ilişkisine
yazar karar vermeli
Geçen yıl Paris’te Arjantin edebiyatı onuruna yapılan bir etkinliğe Kirchner hükümetinin muhalif yazarları göndermek istememesi tartışmalara yol açmıştı. Sanatçı ve hükümet arasındaki ilişkiye dair Manguel, “Yazardan yazara değişir. Virgil gibi harika bir yazar, imparator için çalışabilir. Ya da Thomas Bernhard gibi bir yazar hükümetle hiçbir ilişki kurmak istemeyebilir. Yapabileceğiniz tek şey kendi kararınızı vermek olacaktır” yorumunda bulundu.

Ütopyalarla ilgili
bir kitabı çıkacak
Manguel’in mart ayında “Merak” adındaki İngilizce kitabı raflardaki yerini alacak. Arjantinli yazar bu kitapta, toplumla ilgili sorulan sorulara edebiyatın verdiği cevapları ele alacak. Arjantinli yazar, Ahmet Hamdi Tanpınar’la ilgili “Beş Şehir” projesini de yakında bitirmeyi planlıyor. Manguel, çalışmayı düşündüğü bir diğer kitabın siyasi tartışmalarla ilgili olduğu müjdesini de verdi. Ünlü yazar, ütopyalarla ilgili bir kitap yazmayı düşündüğünü söyleyerek “Ama nasıl olacağını bilmiyorum” dedi gülerek…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir