WALL STREET’İ İŞGAL EDENLER KİMİNLE YATAKTA?

Hareketin doğduğu yer Zuccotti Park’ın Kasım ayında boşaltılması, tutuklamalar, Amerika’nın farklı yerlerinde gerçekleştirilen eylemlere polisin şiddet ve göz yaşartıcı spreyle müdahalede bulunması derken Occupy Wall Street hareketinin kan kaybettiğini düşünenler yanılıyor: 2012 yılında çok daha büyük eylem planlarıyla geri döneceklerini söylüyorlar. OWS’nin büyük çaptaki en son eylemi California’nın Oakland kentinde gerçekleşti ve 300 kadar eylemci tutuklandı. Ülkenin birçok başka yerinde de hareketin destekçi kazanmasıyla, bağımsız halk meclislerinde verilen kararlar eşliğinde gerçekleştirilen eylemler hem mekan hem de konu anlamında çeşitlilik kazandı. Daha geçtiğimiz hafta Occupy Los Angeles hareketi, bankaları hedef alan bir eylem düzenledi.

17 Eylül’de başlayan hareket, Amerika’nın 100 şehrine daha yayıldı. O gün bugündür destekçileri de eleştirenleri de eksik olmuyor OWS’nin. Bu hareket dünyada bir ilk değil; uzun yıllardır daha büyük çapta bu tarz eylemler dünyanın birçok yerinde gerçekleştiriliyor. Fakat Amerika’nın atardamarlarından biri olan Wall Street’in dibinde böyle bir eylemin gerçekleştirilmesi uzun müddet dünyanın gündemini meşgul etti. “Biz yüzde 99’u temsil ediyoruz” diyen hareketin temsilcileri, Amerika’nın toplumun sadece yüzde 1’ni oluşturan zenginlerinin, geri kalanını sömürmesine karşı çıktıklarını belirtiyor. Bu hareketi belirli bir söylemi veya talebi olmadığı için eleştirenler bir yana; OWS’nin hiçbir sosyal ve politik altyapısı olmadığını, sadece Kanadalı aktivist grup Adbusters’ın medya şebekliğinin sonucu ortaya çıktığını iddia etmeye kadar işi vardıranlar var.

Belirli bir talebi olmadığı için eleştirilen hareketin yandaşları ise, asıl tam da bu noktanın önemli olduğunu vurguluyor. Ekonomik eşitlik, kültür – sanat ya da çevre, bu hareketin etrafında örgütlenenlerin, seslerini çıkarmak istedikleri herhangi bir konuda mücadele verebileceği belirtiliyor. OWS’nin yakın zamanda gerçekleştirmesi planlanan eylemleri arasında 29 Şubat’ta “şiddetsiz bir gün direk müdahale” adını taşıyan, kamu yararına çalışmamakta direnen şirketleri hedef alan eylemi var. 1 Mayıs’ta ise ülke çapında büyük bir eylem gerçekleştirmek ve bütün çalışanları greve çağırmayı istiyorlar. Başkanlık seçimlerinin yaklaşıyor olması, siyasi partilerin ekonomik eşitsizliği artık gündemlerine almasını sağladığından OWS için iyi bir gelişme olarak ele alınıyor. Kimileri ise bu hengame içinde OWS’nin ütopik taleplerinin duyulmayacak hale geleceğini belirtiyor.

OWS süratli bir şekilde eylemlerine devam ederken Smithsonian Enstitüsü’nden New-York Historical Society kuruluşuna kadar çeşitli kurum, kuruluş ve müzeler de geri durmuyor ve bu harekete dair ne kadar pankart, poster, belge varsa topluyor. Toplumun ortak belleğine dair önemli bir hareket olduğundan tarih yazımında kullanılacağına inanıldığı için OWS’yle ilgili bütün websiteleri ve tweet’ler de dijital arşivlerde toplanıyor. OWS’nin karşısında duranlar ise, toplumun ödediği vergilerle bu arşiv çalışmalarının yapıldığını, halbuki bunun hiç de gerekli olmadığını iddia ediyor. İşgalciler ise bu kurumlar tarafından gerçekleştirilecek resmi tarih yazımının kim bilir ne kadar çarpık olacağını belirtiyor.

Wall Street’i işgal etmek dışında başka biçimlerde de kendini gösteren OWS, New York’un modern sanat müzesi MoMA’da gerçekleştirdiği eylemle de ses getirdi. Sotheby’s müzayede evinin, geçen yılın sadece ilk yarısında 3.4 milyon dolar değerinde gerçekleştirdiği rekor satışa rağmen, çalışanlarının sağlık sigortasını ödemek istememesi, çalışanların maaşlarında kesintiye gitmesi ve sendika üyesi bir grup sanat eğitimcisinin lokavtını OWS eylemcileri Sotheby’s ile yakın ilişkisi olan MoMA’da düzenledikleri bir eylemle protesto ettiler. Bu eylem sırasında müzenin içine asılan ve OWS sanatçılarının yaptığı pankartın, müzenin güvenlik güçleri tarafından ele geçirilmesi üzerine OWS bir bildiri yayınladı. Bu bildiride ülkenin dört bir tarafında OWS’ye dair belgelerin toplanılmasına çok fazla para akıtıldığını, fakat MoMA’nın bu sanat eserine hiçbir bedel ödemeden el koyduğunu, pankartın üreticisi sanatçılara geri verilmesi gerektiğini ve MoMA’nın lokavtı sona erdirmesi için Sotheby’s müzayede evine baskı yapması gerektiğini belirtiyorlar.

Müzeleri protesto etmeye kadar giden OWS’nin eylemlerinin sayısında ve çeşitliliğinde sınır yok. Aynı zamanda sosyal medya ve internet üzerinden eğlenceli paylaşımlarda da bulunuyorlar. “Devrim Oyunları” adını verdikleri etkinlik kapsamında, 14 Şubat’ın yaklaştığı şu günlerde John Lennon ve Yoko Ono’dan esinlenip “Kiminle yataktasınız?” sorusunu soruyor OWS aktivistleri. Gelen cevapların Twitter’da #inbedwith? hastag’i ile paylaşılmasını istiyor ve gelen fotoğrafları http://whoareyouinbedwith.tumblr.com/ sitesi üzerinden paylaşıyorlar.

OWS hareketi, yöneltilen onca eleştiriye rağmen evsiz aileleri evlere yerleştirmek gibi somut adımlar atarak, Ben & Jerry’s gibi şirketlerin ve Jay-Z gibi ünlülerin desteğini arkasına alarak Amerika’nın dört bir yanında büyümeye devam ediyor. Bahar ve yaz aylarında çok daha büyük eylemler düzenlemek istediklerini belirtiyorlar. Biz de aktivistlerinin yaratıcılığının hareketin nereye gitmesini sağlayacağını merak ve heyecanla bekliyoruz.

1 Mark McLaughlin, Huffington Post, 10/02/2012, http://www.huffingtonpost.com/mark-mclaughlin/occupy-wall-street-media_b_1242559.html

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir