16.03.2013’de Milliyet’te yayınlanan yazımdan…
ABD Başkanı Barack Obama, çarşamba günü ülkenin önde gelen şirketlerinin genel müdürleriyle sanal güvenlik konusunu görüşmek için bir araya geldi. Özel sektöre ve kamu kuruluşlarına yönelik sanal tehlikelerin nasıl önlenebileceği konusunda şirketlerin liderleriyle fikir alışverişinde bulunan Obama, bu konuda nasıl bir işbirliğine gidilebileceğini de konuştu. Çin’in sanal saldırılardaki rolü toplantının diğer gündem maddelerinden biriydi. Son zamanlarda açıklanan raporlarda ve gerçekleştirilen yasal değişikliklerde sanal güvenliğe ayrıcalıklı önem veriliyor. Ulusal İstihbarat Kurumu Müdürü James Clapper, salı günü Kongre’de yaptığı açıklamada ABD’nin güvenliği için en büyük tehlikenin terörizmden, gelişmiş silahlardan ya da nükleer tehditlerden değil, sanal saldırılardan geleceğini dile getirdi.
ABD’nin en üst düzey yöneticilerinden gelen bu açıklamalar ülke politikalarını da etkiliyor. 2015 sonbaharına kadar 13 adet sanal güvenlik takımının ülkeyi yurtdışından gelecek sanal saldırılara karşı koruması amacıyla kurulması amaçlanıyor. Obama geçen ay içinde ülkenin kritik altyapısının sanal saldırılardan korunması ve sanal dünyadan gelebilecek tehlikelere karşı tecrübelerin paylaşılması amacıyla bir başkanlık emrinin altına imzasını atmıştı. Diğer yandan Çin tarafından hacklendiğini açıklayan Amerikan gazetesi The New York Times’ın talebi üzerine bir rapor hazırlayan Mandiant bilgisayar güvenlik şirketi, çoğu ABD’de bulunan 144 şirkete gerçekleştirilen sanal saldırıların arkasında Çin ordusunun olduğunu açıklamıştı. Rapora göre, hacklenen şirketler arasında Coca-Cola, Amerika’nın altyapısı için elektrik gücü, petrol, gaz ve su hatları inşa eden, ülkenin dijital datalarını korumakla görevlendirilmiş şirketler de bulunuyor.
Müşterileri arasında dünyanın dört bir tarafından bakanlıkların, kamu kuruluşlarının, özel şirketlerin ve basın kurumlarının bulunduğu, Avrupa merkezli dünyanın en büyük ağ koruma şirketi Stonesoft yöneticileri de devletleri tehdit eden sanal tehlikenin boyutlarına dikkati çekiyor. Genel merkezi Helsinki’de bulunan Finlandiyalı şirket Stonesoft’un Sanal Güvenlik Müdürü Jarno Limnell, Clapper’ın Kongre’de yaptığı konuşmasını vurgulayarak sanal güvenliğin ülkeler için gittikçe daha önemli bir konu haline geldiğini belirtiyor. Amerika’nın bu konuya büyük önem vermesinin Avrupa’daki ülkelerin de önünü açacağını belirten Limnell, tehlikeli sonuçlara yol açabilecek olası bir sanal saldırının varlığına dikkat edilmesi gerektiğini dile getiriyor. Limnell. “Yakın gelecekte insanların ölmesine dahi sebep verebilecek bir sanal saldırı felaketi bizi bekliyor. Bunun olmasına izin vermeden gerekli güvenlik önlemlerini almamız gerek” diyor. Amerika’ya gerçekleşecek ciddi boyutlardaki bir saldırının ülkeyi onlarca yıl geri götürebileceğinin altını çiziyor.
ABD, Çin, Rusya ve İsrail’in gerek sanal güvenlikte gerek sanal saldırılarda uzmanlaştığını vurgulayan Limnell, başka bir ülkede yer alan silah ve askeri personel sayısının bilinmesine rağmen sanal güvenlik durumunun bilinmezliğini korumasının ülkelerdeki endişeleri arttırdığını belirtiyor. Limnell, Soğuk Savaş zamanında yaşanan silah yarışının günümüzde sanal silahlar için yaşandığını dile getiriyor. “Sanal güvenlik ilerleyen yıllarda ‘güvenlik’ kavramı hakkındaki anlayışımızı değiştirecek. Sadece devletler değil, bireyler ve bütün dünya tehlikede. Ülkelerin birbirlerine gerçekleştirdiği sanal saldırıları tespit etmek çok kolay olmadığı için bugün barış mı yoksa savaş zamanında mı yaşıyoruz bilinmiyor” diyor.