26.Ekim.2014’de Milliyet’te çıkan yazım…
Dünyanın en büyük fanatik kitlesine sahip online oyunlarından League of Legends’ın dünya turnuvası finalini izlemek için gittiğimiz Güney Kore’nin başkenti Seul’de, hepimizin kulaklarına şarkısıyla kazınan bölgede konakladık. PSY’ın videosunu iki milyardan fazla kişinin izlediği ‘Gangnam Style’ adlı şarkısında bahsedilen Gangnam bölgesindeydik. Kişi başına düşen milli gelirin yaklaşık 30 dolar olduğu Güney Kore’nin büyüyen ekonomisine Gangnam’da yakından tanık olmak mümkün.
Gökyüzüne uzanan gökdelenler, Samsung ve LG gibi ülkenin en büyük teknoloji şirketlerinin genel merkezleri, dünyanın önde gelen holdinglerinin ofisleri ve alışveriş merkezleriyle donatılmış Gangnam’da kiralar şehrin geri kalanından üç kat daha yüksek. Genel merkezi Japonya ve Güney Kore’de bulunan, birçok sektörde hizmet veren Lotte adlı şirketin inşa ettiği ve dünyanın en büyük kapalı eğlence merkezlerinden olan Lotte World de Gangnam’da bulunuyor.
Alışveriş odaklı bir hayat
Konutlarıyla İstanbul’daki Ataşehir bölgesine benzetebileceğimiz Gangnam’ın Garosu Caddesi’ni dolaştığınızda, sıcacık cafeleri, kozmetik mağazaları ve Türkiye’den aşina olduğumuz moda markalarını görebilirsiniz. Güney Korelilerin yaşam tarzı İstanbul’dakilerden çok da farklı değil. Koreliler de Zara’dan kıyafetlerini alıyor, haftasonunu alışveriş merkezlerinde geçiriyor, kahvelerini Starbucks’ta yudumluyor.
Tek fark, Gangnam’da nefes alabileceğiniz, yemyeşil ve göl kenarına kurulmuş parkların hasretini çekmemeniz. Lotte şirketinin kurduğu eğlence ve alışveriş kompleksinin yakınında bulunan bir parka gittiğimizde bütün dünyayı dolaşan Plastik Ördek projesini de görme imkanına sahip olduk. Hollandalı sanatçı Florentijn Hofman’ın küresel ısınmaya dikkat çekmek için yaptığı ve görenlere çocukluk anılarını anımsatmak istediği ördek, fotoğraf çekmeyi seven Korelilerin ilgisini cezbediyordu.
Korunan mimari ve doğa
Gökyüzüne baktığınızda yıldızları görebileceğiniz gibi, geniş kaldırımları ve aralıklı inşa edilmiş gökdelenleriyle Gangnam’ın tadına varmakta zorluk çekmiyorsunuz. Ancak Seul’un en etkileyici tarafı Han Nehri’nin kuzeyinde kalan eski şehir. Seul’a en çok hakim olan iki din Hıristiyanlık ve Budizm. Renkli Budist tapınakları mutlaka görülmeli. Güney Kore el sanatının tipik örneklerinin olduğu Insadong bölgesi ise küçük dükkanları ve Asya mutfağına özgü restoranlarıyla mutlaka gezilmesi gereken yerlerden.
Şehrin kuzeyinde bulunan, tarihi saraylara yakın Bukchon Hanok Köyü ise klasik Güney Kore mimarisiyle en ilgi çekici bölgelerden. Görkemli ağaçların sıralandığı taş sokaklarda keşfettiğiniz cafelerde kahvenizi içebilir, esnaf lokantalarında farklı Kore lezzetlerinin tadına varabilir, butiklerde klasik Kore modasını yansıtan giysilerden satın alabilir, eski yerleşim bölgesinde dolaşabilirsiniz.
Seul’un her yerini geniş metro ağı ve metroda bile çeken kablosuz internetin tadını çıkararak gezebilirsiniz. Toplu ulaşımı kullanırken ve sokaklarda gezerken sürekli cep telefonlarına bakan Korelileri görmeniz mümkün. Seul çok hızlı büyüyor ve Güney Kore’deki ekonomik kalkınmaya paralel olarak gelişiyor; ancak klasik mimarisine saygı duyarak ve doğayı göz ardı etmeden…